Haber Tarihi
Dec 29,2025 17:36
Yılbaşı Sofralarında Besin Alerjisine Dikkat!
“Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD), yılbaşında kurulan kalabalık ve çeşitli sofraların, besin alerjisi olan bireyler için ciddi ve hayati riskler barındırdığına dikkat çekti. Dernek, özellikle gizli alerjen ve çapraz temas riski ile anafilaksiye zamanında müdahalenin önemi konusunda kamuoyunu uyararak; anafilaksi durumunda adrenalin oto-enjektörün gecikmeden kullanılmasının hayat kurtarıcı olduğunun altını çizdi.”
Yeni yıl
döneminde hazırlanan karma ve zengin menüler, besin alerjisi olan bireyler için
ek riskler oluşturuyor. Geçtiğimiz günlerde Ağrı’da bir üniversite öğrencisinin
yaşamını yitirmesiyle yeniden gündeme gelen anafilaksi riski; hem bireylerin
hem de gıda hazırlayan ve servis eden herkesin daha bilinçli hareket etmesinin
önemini, hem de erken ve doğru müdahalenin belirleyici rolünü bir kez daha
ortaya koydu.
AİD Başkanı Prof.
Dr. Ümit Murat Şahiner son yıllarda hem çocuklarda hem de yetişkinlerde
besin alerjilerinde belirgin bir artış yaşandığını belirterek, yılbaşı
sofralarının içerik çeşitliliği nedeniyle daha fazla risk taşıdığına dikkat
çekti.
“En sık
karşılaşılan alerjenler arasında süt ve süt ürünleri, yumurta, ceviz,
antepfıstığı, kaju, fındık, badem gibi sert kabuklu ağaç yemişleri ve
yerfıstığı, susam, buğday, balık ve kabuklu deniz ürünleri yer alıyor. Yılbaşı
gibi özel günlerde hazırlanan karma ve zengin menülerde bu alerjenlerin fark
edilmeden tüketilmesi oldukça yaygın.”
Yılbaşı
sofralarında sık kullanılan soslar, tatlılar, mezeler ve hazır ürünlerde gizli
alerjenler bulunabildiğini belirten Prof. Dr. Şahiner; “Sofraların
çok çeşitli olması nedeniyle içerikler birbirine karışabiliyor ve bu durum
anafilaksi riskini ciddi şekilde artırıyor. Hastalara reçete edilen ve
kullanımı kolay olan adrenalin oto-enjektörlerin böyle durumlarda ilk
dakikalarda kullanılması hayat kurtarıcı olabiliyor.” dedi.
Ortak
tabaklar, aynı servis kaşığının farklı yemeklerde kullanılması ve mutfakta
gıdaların birbirine temas etmesinin de önemli bir tehlike oluşturduğunu
vurgulayan Prof. Dr. Şahiner, bir gıdanın içeriğinde alerjen olmasa bile
hazırlık veya servis sırasında başka bir gıdayla temas etmesinin ciddi alerjik
reaksiyonlara yol açabileceğini söyledi.
“Anafilakside zamanla yarışılır”
Anafilaksinin
çok hızlı gelişebilen ve yaşamı tehdit eden bir tablo olduğuna dikkat çeken Prof.
Dr. Şahiner, ciltte yaygın kızarıklık ve kaşıntı, dudak-dil-boğaz şişliği,
nefes darlığı, baş dönmesi ve ani tansiyon düşüklüğünün önemli belirtiler
olduğunu belirtti.
“Anafilakside
zamanla yarışılır. Geciken her dakika hayati riski artırır. Bu nedenle ilk
dakikalarda yapılacak doğru müdahale büyük önem taşır. Besin alerjisi ve
anafilaksi öyküsü olan, risk grubundaki bireylerin her zaman yanlarında
adrenalin oto-enjektör bulundurması ve anafilaksi durumunda hızlı şekilde
kullanmaları en kritik acil müdahaledir.
Prof. Dr.
Şahiner ayrıca,
önleyici bir yaklaşım olarak, kalabalık yılbaşı organizasyonları, restoranlar
ve eğlence mekânlarında da anafilaksiye yönelik farkındalığın artmasının,
vakaların önlenmesinde ve acil durumlara doğru şekilde müdahale edilmesinde
önemli rol oynadığını ifade etti.