Haber Tarihi
Dec 19,2025 14:31
Psk. Berfin Çetintaş’tan İlişkilerde Sağlıklı Bağlanma Üzerine Önemli Mesajlar
“İstanbul Rumeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü ile Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı bünyesindeki Psikoloji Kulübü iş birliğiyle “İkimizin Yerine: İlişkilerde Sen, Ben ve Biz Olabilmek” başlıklı seminer düzenlendi. Seminerin konuşmacısı Uzm. Kl. Psk. Berfin Çetintaş, yakın ilişkilerde bireysel kimliği koruyabilmenin, karşı tarafa alan tanımanın ve bu unsurları sağlıklı bir “biz” anlayışı içinde sürdürebilmenin psikolojik boyutlarını ele aldı.”
“Sağlıklı bir ilişkide ‘ben’ olabilmekten vazgeçmeden ‘biz’ kalabilmek
mümkündür. Asıl denge, yakınlık kurarken kendimizi kaybetmemekte yatıyor,”
diyen Çetintaş, ilişkilerde bağımsızlık ve bağlılık arasında kurulması gereken
hassas çizgiye dikkat çekti. “İki birey birbirine yaklaşırken, kendi kimliğini
koruyabilmeli. Çünkü bir ilişkide var olmanın temeli, önce kendi benliğini
tanımaktan geçer. ‘Biz’ olmak, birbirine karışmak değil; birbirini anlamak ve
yan yana durabilmektir. Gerçek bağ, iki tam insanın bir araya gelmesiyle
kurulur; iki yarımın birleşmesiyle değil,” ifadelerini kullandı.
İlişkilerde bireysel alanın korunmasının çoğu zaman yanlış anlaşıldığını
da belirten Çetintaş, “Birine alan tanımak, uzaklaşmak ya da sevgiden vazgeçmek
değildir. Tam aksine, ilişkinin nefes almasını sağlar. Kendi sınırlarını bilen
birey, karşısındaki kişiye de daha sağlıklı bir şekilde yaklaşabilir. Sınır
koymak sevgiyi azaltmaz; güveni artırır. Sınırlar ilişkideki dengeyi sağlar.
Alan tanıdığımızda, ilişkideki samimiyet azalmaz, bilinç artar. Kişinin kendini
koruyabilmesi, ilişkiye de sürdürülebilirlik kazandırır,” dedi.
Seminerde ilişkilerde duygusal ihtiyaçların fark edilmesi ve açık
iletişim kurabilmenin önemi üzerinde de duruldu. “Bazen ilişkilerde birbirimizi
duymaktan çok, kendimizi duyurmakla meşgul oluyoruz. Gerçek duygusal yakınlık,
yalnızca konuşmak değil, anlamaya gönüllü olmaktır,” diyen Çetintaş, iletişimde
empati kurmanın ilişkilerdeki dönüştürücü etkisine dikkat çekti. “İletişim
sadece kelimelerle değil, dikkatle, sessizlikle ve anlayışla kurulur.
Karşımızdaki kişiyi gerçekten duyabildiğimizde, ilişki derinleşir ve güvenli
hale gelir. Bir ilişkinin niteliğini belirleyen şey, ne kadar sık konuştuğumuz
değil, birbirimizi ne kadar anlayabildiğimizdir,” ifadelerini kullandı.
Yakın ilişkilerde “ben” olabilmenin, sevgiye ve güvene alan açmanın ve
tüm bunları yaparken “biz”i koruyabilmenin ne anlama geldiği üzerinde durulan
seminerde; sınırlar, duygusal ihtiyaçlar, sağlıklı iletişim, bağlanma biçimleri
ve ilişkilerde denge kurmanın psikolojik boyutları hem teorik hem de günlük
yaşam örnekleriyle ele alındı. “Bir ilişkide dengeyi kurmak, sürekli aynı
fikirde olmak ya da çatışmalardan kaçınmak demek değildir. Önemli olan, iki
tarafın da duygularını açıkça ifade edebilmesi ve birbirinin deneyimine saygı
gösterebilmesidir. Zaman zaman yaşanan anlaşmazlıklar, karşılıklı anlayışla
aşıldığında ilişkiyi daha da güçlendirir,” dedi.
Etkinliğin sonunda Çetintaş, ilişkilerde kaybolmadan yakın kalabilmenin,
bağımsızlık ve bağlılık arasındaki hassas çizginin önemine değinerek sözlerini
şöyle tamamladı: “Bir ilişkide kendimizi kaybetmeden yakın kalabilmek, hem
kendi kimliğimize hem de karşımızdakine saygı göstermektir. Bu denge
kurulduğunda ilişki bir mücadele değil; birlikte büyümenin, anlamanın ve
paylaşmanın alanı haline gelir. Gerçek sevgi, birbirine tutunmadan yan yana
durabilme cesaretidir. Bu cesareti geliştirebildiğimizde, ilişkiler sadece
duygusal bir bağ değil, kişisel gelişimin de en güçlü aracı olur.”