
SANAL KUMARIN KANRANLIK YÜZÜ : İNTİHARA GÖTÜRÜYOR
“Artan vakalar, intihar riski ve aile yıkımları… Prof. Dr. Kültegin Ögel uyarıyor: Kumar artık sadece şans oyunu değil, psikiyatrik bir hastalık.”
Sanal kumar bağımlılığı, teknolojinin gelişmesiyle birlikte tüm dünyada
olduğu gibi Türkiye’de de giderek artan bir halk sağlığı sorununa dönüşüyor.
Online bahis, slot makineleri ve canlı casinolar yalnızca maddi çöküşe değil,
ağır psikolojik sorunlara, intihar düşüncelerine ve aile içi yıkımlara yol
açıyor. Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi uzmanları, kumar bağımlılığına
ilişkin çarpıcı veriler ve derinlemesine analizlerle toplumun gizli yarasına
dikkat çekiyor.
Kumar Her Yerde, Herkesin Elinin Altında!
Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Tıbbi Direktörü Prof. Dr. Kültegin
Ögel, sanal ortamda oynanan kumar ve bahis oyunlarının yalnızca eğlencelik bir
aktivite değil, ciddi bir bağımlılık riski taşıdığını belirtiyor. Dünya Sağlık
Örgütü (WHO) verilerine göre; son bir yıl içinde dünya genelinde yetişkinlerin
%46,2’si ve ergenlerin %17,9’u en az bir kez kumar oynadı. Yetişkinlerde kumar
bağımlılığı oranı ise %0,1 ile %5,8 arasında değişiyor. Çevrim
içi casinolar, slot makineleri ve mobil uygulamalar aracılığıyla oynanan sanal
bahisler, kontrolsüzce artıyor. Türkiye’de de dijital erişimin kolaylaşmasıyla
bağımlılıklar genç yaşlara kadar iniyor.
“Kumarın psikolojik etkileri, sadece kayıplarla sınırlı değil” diyen Prof.
Dr. Ögel; “kumar bağımlılarının %50'sinden fazlası yaşamlarının bir döneminde
intiharı düşünüyor. Bu bireylerin %17–20’si intihar girişiminde bulunmuş
durumda. Bu oran, genel toplumda görülen intihar girişim oranının 5–10 katı.”
olduğunu belirtiyor.
Bağımlılıkla birlikte bireyde kontrol kaybı, sosyal izolasyon, finansal
çöküş, depresyon ve suçluluk duyguları gelişiyor. Prof. Dr. Ögel:“Yaklaşık
dörtte biri en az bir kez intihar girişiminde bulunuyor. Bu, kumar
bağımlılığının ciddiyetini ve karmaşıklığını açıkça ortaya koyuyor.”
Her ne kadar tüm bağımlılıklar ortak bir biyolojik zeminde buluşsa da kumar
bağımlılığı madde bağımlılıklarından önemli farklarla ayrışıyor. Prof. Dr. Ögel
bu ayrımı şöyle açıklıyor: “Kumar bağımlılığı, DSM-5’te madde kullanım
bozuklukları başlığı altında yer alan tek davranışsal bağımlılıktır. Fiziksel
yoksunluk değil; huzursuzluk, anksiyete ve kazanma arzusu gibi psikolojik
belirtiler öne çıkar.” Ayrıca, kumarda "soyut ödül beklentisi"
bireyin gerçeklik algısını bozabiliyor. Kumar bağımlılarında prefrontal korteks
işlevselliği azalırken, dürtüsel kararlar alan limbik sistem baskın hale
geliyor. “Neredeyse kazandım” gibi yanıltıcı deneyimler de risk alma
davranışını sürekli olarak tetikliyor.
Kimler Daha Riskli? Yaş ve Cinsiyet Farklılığı Ne Diyor?
Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Klinik Psikoloğu Elif Sena Özata’ya
göre, kumar bağımlılığı en sık 18–35 yaş arasında ortaya çıkıyor. Gençler, orta
yaşa kıyasla 1,5 kat daha yüksek kumar eğilimi gösteriyor. Cinsiyet farkı ise
dikkat çekici:“Erkeklerde kumar bağımlılığı oranı kadınlara göre 3–4 kat daha
fazla. Ancak kadınlar bir kez başladıktan sonra bağımlılığa daha hızlı ve
keskin bir şekilde sürüklenebiliyor.”
Türkiye'de kumar bağımlılığı oranı %1,41, riskli davranış oranı ise %8,7.
Ancak verilerin eksik bildirilmesi nedeniyle bu oranların gerçekte daha yüksek
olduğu düşünülüyor.
Aileler ne yapmalı? İyileşme Süreci nasıl Desteklenir?
Klinik Psikolog Elif Sena Özata, kumar bağımlılığının yalnızca bireyi değil,
ailesini de etkilediğini belirterek ailelerin sürece aktif olarak dahil olması
gerektiğini söylüyor:
- Kumar borçlarını
kapatmayın. Bu davranış, bağımlılığı pekiştirir.
- Sadece bağımlı bireye
odaklanmayın. Diğer aile üyelerine de vakit ayırın.
- Kendi psikolojik destek
sürecinizi başlatın.
- Grup terapilerine katılarak
dayanışma hissini güçlendirin.
“Bağımlılık tedavisi uzun, zorlu ama umut dolu bir süreçtir. Ailenin
bilinçli desteği tedavinin gidişatını olumlu yönde etkiler.”
Bağımlılığın Kökeni: Genetik mi, Çevre mi?
Kumar bağımlılığının yalnızca bireysel seçimlerle açıklanamayacağını
belirten Özata; biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin birlikte rol
oynadığını vurguluyor.
Genetik yatkınlık, erken yaşta başlama, düşük özdenetim ve stresle başa çıkma
yöntemleri kumar davranışını tetikliyor. Dijital ortamda erişimin kolaylığı ve
sosyal medya tarafından sunulan "hızlı zenginleşme" illüzyonu da
riski artırıyor.
Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi, Klinik Psikoloğu Muhammed Yusuf
Babacan, kumar bağımlılarında yoğun duygusal yoksunluk yaşandığını ifade
ediyor. Terleme, baş ağrısı ve çarpıntı gibi fiziksel belirtiler görülse de
asıl kriz duygusal boyutta yaşanıyor. “Kişi yoğun çaresizlik, depresyon, uyku
bozuklukları, iştahta artma ve azalma, huzursuzluk ve kumar oynamaya karşı
aşırı bir istekle mücadele eder. Bu, ciddi bir psikiyatrik bozukluktur.”
Dijital erişimin yaygınlaşması: Bağımlığın Hızını Arttırdı
Babacan, son 20 yılda internetin yaygınlaşmasıyla kumar bağımlılığının
keskin bir artış gösterdiğini ifade ediyor.“Canlı bahis sistemleri her an, her
yerden erişilebilir hale geldi. Hızlı sonuç veren yapılarıyla beyni daha hızlı
etkileyip bağımlılığı tetikliyor.” Artan erişim kolaylığı, kumarı kontrolsüz ve
sürekli hale getiriyor. Özellikle gençler, 24 saat erişilebilir bu sistemlere
karşı savunmasız durumda.
Klinik Psikolog Muhammed Yusuf Babacan, ailelere şu önerilerde bulunuyor:
- Sakin
olun, hemen müdahale etmeyin. Önce doğru bilgiye ulaşın.
- Sabırlı
olun. Kişi bıraktıktan sonra tekrar başlayabilir; bu
sürecin doğasında vardır.
- Borçları
kapatmayın. Bu, bağımlılığı pekiştirir. Borç, kişi
tarafından yapılandırılarak ödenmelidir.
- Hayatınıza
devam edin. Tüm odağı bağımlı birey üzerine kurmayın.
- Pozitif
yönlere odaklanın. Mücadele edilen yolu ve kazanımları
görmek motivasyonu artırır.