
Türkiye’de Şirketlerin Yüzde 84’ünün İş Stratejisinin Odağında Sürdürülebilirlik Var
“Şirketler karbon ayak izi ölçümü ve ESG raporlaması gibi konularda güçlü bir ilerleme kaydederken, döngüsel ekonomi uygulamalarının yaygınlaşması gerektiği öne çıktı.”
İş Dünyası ve
Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye), üye şirketlerin anonim
katılımıyla gerçekleştirdiği Kurumsal Sürdürülebilirlik Olgunluk Anketi 2025
ile iş dünyasının sürdürülebilirlik karnesini ortaya koydu. SKD Türkiye’nin
üretimden hizmete farklı sektörlerde faaliyet gösteren 115 üye şirketle
gerçekleştirdiği anket, ülkemizde iş dünyasının sürdürülebilirlik yolculuğunda
bulunduğu konumu, güçlü yönlerini ve gelişime açık alanlarını detaylı şekilde
analiz etti.
SKD
Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ediz Günsel, “Üye şirketlerimizin
sürdürülebilirlik yolculuklarını şeffaf şekilde paylaştıkları anketimizin
sonuçları, Türkiye’de iş dünyasının sürdürülebilirlik konusunda önemli bir
dönüşüm sürecinde olduğunu gösteriyor. Sürdürülebilirliğin iş dünyasında
giderek daha fazla stratejik öncelik haline geldiğini görmekten memnuniyet
duyuyoruz. Şirketlerin strateji entegrasyonu, karbon ayak izi ölçümü ve ESG
raporlaması gibi konularda güçlü bir ilerleme kaydettiğini gözlemliyoruz.
Bununla birlikte, dönüşümün tüm alanlarda aynı hızla ilerlemesi için
çalışmaların hız kazanması gerekiyor. Özellikle de sürdürülebilir kalkınmanın
en önemli araçlarından biri olan döngüsel ekonomi gibi, yapısal dönüşüm
gerektiren alanlardaki ilerlemenin henüz başlangıç düzeyinde olduğunu
söyleyebiliriz. SKD Türkiye olarak, iş dünyasının sürdürülebilirlik odaklı
dönüşümünde gelişim alanlarına yönelik somut çözümler sunmaya odaklanarak, bu
süreci desteklemeye devam edeceğiz” dedi.
Kurumsal
Sürdürülebilirlik Olgunluk Anketi 2025’in öne çıkan sonuçları şöyle oldu:
Kurumsal
liderlikte, strateji ve yeni fırsatlar: Şirketlerde sürdürülebilir başarıda
sahiplenme önemli
Araştırma
sonuçlarına göre, şirketlerin %84’ü sürdürülebilirlik ekseninde iş
stratejilerini güncellerken, %44,7’si 2050 yılına kadar Net Sıfır hedefi
taahhüdü vermiş durumda. Sürdürülebilirliğin üst düzey yönetici (C level, müdür
vb.) düzeyinde sahiplenilmesi, şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine
ulaşılmasında kritik bir faktör olarak öne çıkıyor. Anket verilerine göre
şirketlerin %84,2’sinde sürdürülebilirlik, üst düzey yönetim tarafından
sahiplenilmiş durumda. Bu da üst düzey yönetimin çalışmalara önemli seviyede
katkı sağladığını göstererek umut vadediyor. Şirketlerin %38,7’sinin henüz bir
iklim geçiş planına sahip olmaması ise hem risk hem fırsat yaratıyor.
Regülasyonlara erken uyum, çevresel taahhütlerin ötesinde, rekabet avantajı
sağlayan bir stratejik hamle olarak öne çıkıyor.
Karbon
yönetiminde kritik adım: Offset projeleri
Ankete göre
şirketlerin %79,6’sı karbon ayak izini ölçerken, yalnızca %23’ü bu süreçte
offset (karbon dengeleme) çalışmalarına katılıyor. Sera gazı emisyonu salan
şirketler, yenilenebilir enerji üreten şirketlerden karbon kredisi satın alarak
emisyonlarını offsetleyebiliyor. Türkiye’deki şirketlerin önünde, karbon
emisyonlarını dengelemek için offset projelerine katılarak çevreye daha fazla
katkı sağlama ve karbon ayak izlerini azaltma yönündeki taahhütlerini
pekiştirme fırsatı bulunuyor.
En önemli
gelişim alanı: Döngüsel ekonomi
Sürdürülebilirliğin
önemli bileşenlerinden döngüsel ekonomi ve atık yönetimi, iş dünyasının yeşil
dönüşümünde açığı kapatması gereken konuların başında geliyor. Ankette
şirketlerin %41,7’si atıklarının bir kısmını geri dönüştürdüğünü, %40,7’si atık
azaltımı için hedefler belirlediğini söylerken, döngüsel malzeme kullanımını
artıran şirket oranı %8,3 ile sınırlı kaldı. Şirketler atık yönetimine daha
fazla yatırım yaparak ve döngüsel ekonomiyi iş yapış biçimlerine entegre
ederek, malzeme ve enerji verimliliğini artırma, maliyetleri düşürme, yeni iş
modelleri geliştirerek sektördeki rekabet avantajlarını artırma gibi imkanlara
sahip olabilir.
Şirketler
sürdürülebilir finansla maliyetlerini optimize edebilir
Anketin öne
çıkan önemli sonuçlarından biri de, şirketlerin yeşil finansman ve krediye
erişiminin düşük seviyede kalması oldu. Ankete katılan şirketlerin %48,9’unun
yeşil tahvil ve sürdürülebilir krediler gibi finansman kaynaklarını araştırdığı
ancak yalnızca %37,2’sinin bu finansman araçlarını aktif olarak kullandığı
ortaya çıktı. Bu sonuçlar, şirketlerin sürdürülebilir finansman konusunda daha
fazla yatırım yapmaları, maliyetlerini optimize etmeleri ve çevresel etkiyi
azaltmaları için fırsatlar yaratmaları gerektiğini gösterdi.
SKA
kapsamında en çok toplumsal cinsiyet eşitliğine öncelik veriliyor
Sürdürülebilir
kalkınmanın temel taşlarından biri olan toplumsal cinsiyet eşitliği konusuna
öncelik veren şirketlerin oranı %80’e ulaşırken, %62,8’i kadın istihdamını
artırmak için belirli hedefler koyduğunu belirtti. Yönetici seviyesindeki kadın
oranı %12 ila 51 arasında değişirken, yönetim kurulu seviyesinde kadın
temsilinin artırılması hala önemli bir gelişim alanı olarak öne çıktı. Bu
sonuçlar, şirketlerin çoğunluğunun toplumsal cinsiyet eşitliği verilerini
izlediğini ve bu alanda farkındalık oluşturduğunu gösterirken, temsiliyetin
artırılması ve kurumsal sürdürülebilirlik stratejilerine daha fazla entegre
edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Düzenli
raporlama yapan şirketler çoğunlukta
Ankete göre
şirketlerin %77,6 gibi büyük bir çoğunluğu ESG performanslarını GRI, SASB, CDP,
TSRS gibi ulusal ve uluslararası standartlara göre düzenli olarak raporluyor.
Bununla birlikte, raporlamaya başlamayı hedeflediğini söyleyen %9,4’lük bir
kesim mevcut. Şirketlerin sürdürülebilirlik yolcuğunda performansını daha iyi
takip edebilmesi ve şeffaflığın artması için tüm şirketlerin düzenli raporlama
yapması önem taşıyor.
SKD
Türkiye Kurumsal Sürdürülebilirlik Olgunluk Anketi Analizi’nin tamamına ulaşmak
için tıklayın.