PwC Türkiye ‘Mavi Ekonomi’ alanında Türkiye’nin sahip olduğu potansiyele dikkat çekiyor
“PwC Türkiye’nin hazırladığı yeni rapor, Türkiye’nin kıyı bölgelerindeki ekonomik potansiyelini ortaya çıkarırken bu alandaki sürdürülebilir büyümeye dair öneriler de sunuyor.”
PwC Türkiye, "Sürdürülebilirliğe Mavi Ekonomi ile Açılan Yelken:
Türkiye’nin Potansiyelini Açığa Çıkarmak" başlıklı raporunu yayınladı.
Rapor, mavi ekonomi olarak tanımlanan sektörlere ilişkin (sürdürülebilir
balıkçılık uygulamalarından deniz üstü yenilenebilir enerjiye, liman
faaliyetlerinden kıyı turizmine) kapsamlı birçok başlığı içeriyor.
Türkiye’de mavi ekonomi, 8592 kilometrelik kıyı şeridindeki 28 şehir ve pek
çok ülkenin üzerindeki 47 milyon nüfusla, demografik yapı, jeopolitik konum, ve
lojistik altyapısıyla önemli bir potansiyele sahip. Toplam GSYİH’nin %67’sini
oluşturan bu 28 şehirde 11 milyonun üzerinde çalışan yer alırken, bunların %8’i
mavi ekonomiyle doğrudan bağlantılı sektörlerde çalışıyor.
PwC Türkiye’nin raporuna göre Türkiye’nin 2053 Sürdürülebilir Mavi Ekonomi
Eylem Planı önemli bir eksikliği gidermeyi amaçlıyor. Gerekli altyapının
oluşturulması, yol haritasının hazırlanması ve kıyı alanlarında faaliyet
gösteren sektörler ve kurumlar arasındaki iş birliğini artırmayı amaçlayan
plan, ayrıca Deniz Koruma Alanları’nın ilan edilmesiyle özellikle çevresel
tehditlere duyarlı kıyı bölgelerindeki biyolojik çeşitliliği korumayı da
hedefliyor. Türkiye, mavi ekonomi alanındaki kayda değer potansiyeliyle önde
gelen çalışma ve iş birliklerinde öne çıkan ülkeler arasında yer alıyor. Dünya
Bankası tarafından desteklenen “Karadeniz’in Mavileştirilmesi Projesi (BBSEA)
kapsamında PwC Türkiye tarafından yürütülen “Kirliliği Azaltmak için Mavi
Ekonomi İstihdam Programı” gibi çalışmalar bu iş birliğini gösteren uygulamalar
arasında bulunuyor.
PwC Türkiye Ülke Kıdemli Ortağı Cenk UIu araştırma ile ilgili
değerlendirmesinde şunları söylüyor: “Okyanus ve deniz tabanlı ekonomik
faaliyetlere bütüncül ve sürdürülebilir bir yaklaşım olarak tanımlanan “Mavi
Ekonomi”, Türkiye gibi geniş kıyı şeritlerine sahip ülkeler için kritik bir
önem taşıyor. Ülkemiz, sahip olduğu coğrafi yapı ve iş gücü sayesinde mavi
ekonomide dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olma potansiyeli taşıyor.
Hazırladığımız bu raporla bu alandaki potansiyelden maksimum faydanın alınmasına
katkı sağlamayı hedefliyoruz. ‘2053 Sürdürülebilir Mavi Ekonomi Eylem Planı’ ve
‘Sıfır Atık Yönetim Sistemi Uygulama Rehberi’, Türkiye’nin mavi ekonomiyi
geliştirme yolculuğundaki ciddiyetini ortaya koyuyor. Devreye alınacak
politikalar ve projeler ile ülkemiz sürdürülebilir kalkınma yolunda sahip
olduğu yüksek potansiyele ulaşabilir.”
Türkiye’nin hangi bölgeleri ne kadar mavi?
Rapor kapsamında değerlendirilen sektörlerdeki bölgesel dağılıma
bakıldığında Marmara kıyılarında liman faaliyetleri ile gemi inşası ve onarımı
öne çıkıyor. Ege kıyılarında da etkisi görülen liman faaliyetleri ile gemi
inşasının yanına Marmara’dan farklı olarak canlı deniz kaynakları ile kıyı
turizmi yerleşiyor. Akdeniz bölgesinin doğusunda Mersin - İskenderun’daki liman
etkisi dikkat çekerken, batıda kıyı turizmi ve deniz taşımacılığı öne çıkıyor.
Karadeniz ise çok sayıda limanı ve tersanesinin yanına Doğu Karadeniz’de canlı
deniz kaynaklarıyla farklılaşıyor.
Mavi ekonomiyi destekleyen inisiyatifler
Rapora göre kıyılarda yer alan toplulukların ve kamu kurumlarının
farkındalığı ile mavi ekonomik dönüşüme etkin katılımları, mavi ekonomiye
geçişte belirleyici bir role sahip. PwC’nin Mavi Ekonomi Barometresi platformu,
mavi ekonomiye dahil sektörlerden verileri bir araya getirerek farklı ülkeler
arasında karşılaştırmalı analize olanak tanıyor. Veri ve bilgi paylaşımı
sağlarken bu alandaki farkındalığı yükseltmeyi de amaçlayan platform, mavi
ekonomiye yönelik eğitimler sunarak inovasyonu teşvik etmeyi ve mavi
teknolojileri hızla kullanıma sunarak bu yöndeki yetenek gelişimini
desteklemeyi de amaçlıyor.
Katma değeri yüksek bir alan: Mavi finans
Raporda öne çıkan başlıklardan birini de “mavi finans” oluşturuyor. Denizler
ve kıyı bölgeleriyle ilgili sürdürülebilir ekonomik faaliyetleri desteklemek
üzere özel olarak tasarlanmış finansal mekanizmaları, araçları ve yatırımları
ifade eden mavi finansı temel alan inisiyatifler, deniz koruma projeleri,
sürdürülebilir balıkçılık, yenilenebilir enerji projeleri, kıyı altyapısı
geliştirme ve deniz kirliliğiyle mücadele gibi alanlara finansman sağlıyor. Bu
kapsamda yer alan finansal araçlar ise mavi tahviller, mavi karbon dengeleme
çalışmaları, yeşil-mavi taksonomiler, deniz ve kıyı alanlarını koruma,
sürdürülebilir balıkçılığı teşvik etme ve mavi ekonomi içindeki diğer
faaliyetlere yönlendirme olarak sıralanıyor.
Türkiye deniz kirliliği ile mücadelede en çok destek alan ülkeler
arasında
PwC Türkiye’nin raporundaki dikkat çekici verilerden biri de ülkelerin deniz
ve okyanus kirliliğini çözmek için aldıkları yardım ve destekler. OECD’nin 2021
yılı verilerine göre, okyanus ekonomisi özelinde resmî kalkınma yardımı alan
ülkelerden Meksika 290 milyon dolar ile başı çekerken, Endonezya 140, Fildişi
Sahilleri 120 milyon dolar ile ilk üçte yer alıyor. Kara kaynaklı deniz
kirliliğini durdurmak için alınan resmi kalkınma yardımlarında ise Türkiye 485
milyon dolar ile ilk sırada bulunuyor. Türkiye’yi 189 milyon dolar ile Kosta
Rika ve 145 milyon dolar ile Kolombiya izliyor. Bu kapsamda, Türkiye’de kıyı
kirliliğini çözmeye yönelik adımlar mavi ekonominin gelişmesinde ve mavi
sektörlerde istihdamın artmasında belirleyici bir konuma sahip.
Türkiye’de Mavi Ekonomiyi Geliştirmek için Neler Yapılabilir?
Kıyılardaki ekonomik faaliyetlerin çeşitliliği göz önüne alındığında,
Türkiye’de mavi ekonomi potansiyelini açığa çıkarmak ve bu potansiyeli
sürdürülebilir büyümeye dönüştürmek için atılabilecek birçok adım bulunuyor.
Bu adımlardan kirliliğin önlenmesine ve kıyı temizliğinin sağlanmasına
yönelik düzenleyici uygulamaların ve politikaların güçlendirilmesi, sürdürülebilir
turizm politikalarının tasarlanması, kıyı ekosistemleri için farkındalığın
artırılması ve etkin izleme-değerlendirme mekanizmalarının kurulması gibi
aktiviteler çevresel konuları gözetirken, eğitim ve becerilerin geliştirilmesi,
uluslararası ve kamu-özel iş birliklerinin güçlendirilmesi, bu alanda çalışan
KOBİ’lerin desteklenmesi, Ar-Ge teşviklerinin yapılması ve denizcilik
altyapısının geliştirilmesi mavi ekonomik faaliyetlerin finansal olarak
desteklenmesinde etkin rol oynayabilir.
"Sürdürülebilirliğe Mavi Ekonomi ile Açılan Yelken: Türkiye’nin
Potansiyelini Açığa Çıkarmak" araştırmasına PwC Türkiye’nin web sitesi üzerinden erişebilirsiniz.