Erişim Engellemeleri Anayasal Hakları İhlal Eder mi?
“Av. Emre Avşar, sosyal medya platformlarına getirilen erişim engellemelerinin, yasal gerekçeleri olmaması halinde anayasaya aykırı olduğunu ve bu durumun hak ihlallerine sebebiyet verebileceğini belirtti. ”
Erişim Engellemeleri Anayasal Hakları İhlal Eder mi?
Prof Hukuk Bürosu Kurucu Ortağı ve Bilişim Hukuku Uzmanı Av. Emre Avşar,
sosyal medya platformlarına getirilen erişim engellemelerinin, yasal
gerekçeleri olmaması halinde anayasaya aykırı olduğunu ve bu durumun hak
ihlallerine sebebiyet verebileceğini belirtti. Avşar, bu engellemelerin ifade
özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkı gibi temel anayasal hakları ihlal
edebileceğini de vurguladı.
Av. Emre Avşar şu açıklamaları yaptı;
Bilişim hukuku uzmanı olarak uzun yıllardır bu alanda çalışmalar yürüten Av.
Emre Avşar, sosyal medya platformlarına getirilen erişim engellemelerinin
hukuki ve anayasal boyutları hakkında kamuoyunu bilgilendirdi. “Bu tür
engellemeler yerine, ifade özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkını koruyacak daha
demokratik uygulamalar planlanabilir.” dedi.
Avşar, sosyal medya yasaklarının toplumsal ve bireysel haklar üzerindeki
olumsuz etkilerini dile getirerek, otoritelerin hukukun üstünlüğünün bilinciyle
kararlar vermesi gerektiğini vurguladı ve şunları söyledi;
Erişimin Engellenmesi Kanun’la Düzenlenmiştir.
“İnternet ortamında işlenen suçlarla ilgili 5651 Sayılı “İnternet Ortamında
Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla
Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” ve “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların
Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” gereği, internet
sitelerindeki içeriklerin, bir suç unsuru barındırması durumunda kaldırılması
ve erişimin engellenmesi kararı verilebilmektedir. Bu kararlar Anayasanın 26.
Maddesinin ek fıkrasında belirlenen “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.”
İfadesinde de belirtildiği gibi, anayasal hakların sınırlanması belirli
hallerde ve ancak kanunla mümkündür.
Özellikle, özel hayatın gizliliğinin ihlali, kişisel verilerin hukuka aykırı
ele geçirilmesi ve kullanılması başta olmak üzere, Türk Ceza Kanun’unun ve
diğer kanunlarda yer alan suçların ve internet ortamında işlenmesi durumunda,
soruşturma aşamasında hakimlik, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından erişim
engellenmesi veya içeriğin kaldırılması kararlarına hükmedilebilir.
Aynı Kanun’da yer alan istisnalarda ise; Yaşam hakkı ile kişilerin can ve
mal güvenliğinin korunması, millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç
işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması sebeplerinden bir veya bir
kaçına bağlı olarak hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde,
Cumhurbaşkanlığı veya millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç
işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması ile ilgili bakanlıkların
talebi üzerine Başkan tarafından internet ortamında yer alan yayınla ilgili
olarak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı
verilebilmektedir.
Erişim engellemeleri ile ilgili asıl ihtilaf da burada doğmaktadır. Biraz
önce bahsettiğimiz üzere, bu gibi erişim engellemeleri veya içerik kaldırma
uygulamaları mahkeme/hakim kararıyla verilir ve BTK’ya uygulanması için
gönderilir. Ancak Kanun’un 8/A maddesindeki halleri gerektiren durumlarda talep
gelmesi halinde Başkanlık tarafından bu karar herhangi bir yargı kararı
olmaksızın uygulanabilmektedir.
Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti
Anayasanın 26. Maddesindeki “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” dar
yorumlanmamalıdır. Bu hürriyet, her zaman, her yerde, her mecrada serbestçe
kullanılabilecek bir hakkı içermektedir. AİHS de 10. Maddesinde ifade özgürlüğü
güvence altına almaktadır. 5651 sayılı kanunun 8/A maddesini ele aldığımızda
herhangi bir yargı kararı olmadan verilen engelleme kararı, Anayasal hakların
özüne dokunabileceği için normatif olarak hukuka aykırılık teşkil
edebilecektir. Bu defa kuralı uygulayan otorite, yargı denetiminden geçmemiş
bir “anayasal hakka karşı müdahale” kararı uygulayacağından, kararı veren
otoriteye bir keyfiyet hakkı tanımaktadır. İşte normatif denetim dediğimiz araç
da “kişi haklarının kullanılmasının kısıtlanmasının” önüne geçilmesindeki
keyfiyeti ortadan kaldıracaktır.
Başkanlık Kararlarının Ölçülülüğü
Yargı organı tarafından verilmeyen, ancak Başkanlık tarafından alınan
kısıtlayıcı kararlar, her zaman ölçülülük ilkesine göre değerlendirilmelidir.
Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de bu tür
durumlarda kısıtlamaların ölçülü olup olmadığını inceler. Kısacası, bir
kısıtlama kişisel haklara dokunmaması için amaca uygun, gerçekten gerekli
olmalı ve daha hafif bir yöntemle aynı sonuca ulaşılamıyorsa uygulanmalıdır.
Yargı Denetimi ve Keyfiyetten Kaçınma
Anayasal hakları kısıtlayan kararların mutlaka ölçülü olması ve yargı
denetimine tabi tutulması şart. Keyfi kararlar, hukuk devleti ilkesine
aykırıdır ve vatandaşların güvenini sarsar. Geniş kullanıcı tabanına sahip
sosyal medya platformları, düşünce özgürlüğünün en yoğun yaşandığı yerlerdir.
Bir kişinin ya da erişim sağlayıcısının hukuka aykırı eylemleri yüzünden tüm
platformu kapatmak, ölçülülük sınırlarını aşar.
Sonuç ve Hukuk Felsefesi Açısından Değerlendirme
Anayasal hakların kısıtlanması ya da tamamen ortadan kaldırılması, sadece ve
sadece bu hakların kullanımını en az etkileyecek şekilde yapılmalıdır. Bu,
hukuk devletinin temel ilkelerine ve bireylerin özgürlüklerine saygının
gereğidir. Bu ilkelerden taviz verilmemesi gerektiğini vurgulamak isterim.
Kısıtlamalar, vatandaşların özgürlüklerini koruyacak şekilde düzenlenmelidir.”
Dedi
Sosyal Medya Yasaklarının Hukuki Boyutu
Erişim engellemelerinin hukuki temelini sorgulayan Av. Emre Avşar, bu tür
kararların hukuk devleti ilkelerine aykırı olabileceğini ifade etti. “Erişim
engellemeleri, Anayasa’da güvence altına alınan hakları kısıtlayabilmekte ve
demokratik toplum düzenine zarar verebilmektedir,” diyen Avşar, bu tür
uygulamaların hukuka aykırı olabileceğini belirtti.
Anayasal Haklar ve Erişim Engellemeleri
Av. Emre Avşar, sosyal medya platformlarına getirilen erişim
engellemelerinin anayasal hakların ihlali sonucuna sebebiyet verebileceğini
ifade ederek, “Anayasa’nın 26. maddesi gereğince herkes, düşüncelerini açıklama
ve yayma hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılması, bilgiye erişim hakkıyla
doğrudan ilişkilidir. Sosyal medya erişim engelleme kararları, bu hakları
zedeleyebilmektedir” dedi.