
Depreme karşı en etkili çözüm riskli yapıların dönüştürülmesidir
“6 Şubat 2023 tarihinde 04.17’de merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7,7 ve 13.24’te merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi olan 7,6 büyüklüğündeki depremlerle ilgili açıklamada bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, “Ülkemizde deprem can ve mal kaybı bakımından ilk sırada yer alan bir afet türüdür. Afetler nedeniyle yaşanan can kayıplarının yaklaşık yüzde 60’ı depremler nedeniyle meydana gelmektedir. Depremlerin yerini, zamanını ve şiddetini kesin olarak bilemediğimiz için riskli yapıları acilen yenileyerek yeni acıların yaşanmasını önleyebiliriz.” dedi.”
Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda doğru beton
uygulamalarının sağlanması için 35 yılı aşkın süredir uğraş veren Türkiye Hazır
Beton Birliği (THBB), 6 Şubat 2023 tarihinde 04.17’de merkez üssü Kahramanmaraş’ın
Pazarcık ilçesi olan 7,7 ve 13.24’te merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan
ilçesi olan 7,6 büyüklüğündeki depremler sonrası uyarılarda bulundu. Geçmişte
yaşadığımız depremlerde olduğu gibi, gelecekte olacak depremlere karşı tedbir
alınmazsa büyük can ve mal kaybına uğrayacağımıza dikkat çeken Türkiye Hazır
Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, şu açıklamalarda bulundu:
“Ülkemizde deprem can ve mal kaybı bakımından ilk sırada yer alan bir afet
türüdür. Afetler nedeniyle yaşanan can kayıplarının yaklaşık yüzde 60’ı
depremler nedeniyle meydana gelmektedir. T.C. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil
Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre 1900 yılından günümüze en az
5,0 büyüklüğünde 1.796 deprem kaydedilmiştir. 6 Şubat 2023 tarihinde 04.17’de
merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7,7 ve 13.24’te merkez üssü
Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi olan 7,6 büyüklüğündeki depremler, kentsel
dönüşümün önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Depremlerin yerini, zamanını
ve şiddetini kesin olarak bilemediğimiz için riskli yapıları acilen yenileyerek
yeni acıların yaşanmasını önleyebiliriz.
Bu vesileyle, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana
gelen ve Hatay, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana
başta olmak üzere çevre illerde yoğun şekilde hissedilen depremlerde hayatını
kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet; ailelerine başsağlığı ve sabır,
yaralılara acil şifalar diliyorum.”
Her yıl en az 300 bin konutun dönüştürülebilmesi için süreçte yer alacak
bütün paydaşlar aktif rol almalı
Depremlerin ekonomik etkilerine de dikkat çeken Yavuz Işık, “Özellikle
ticaretin, sanayinin ve önemli üst ve altyapıların olduğu büyükşehirlerde
yaşanan büyük depremlerin ülke ekonomisine etkileri de değerlendirilmelidir. Bu
nedenle, kentsel dönüşümün hızını azaltan sorunların çözülmesi önem arz
etmektedir. Bu sorunların çözülmesi ile vatandaşların güvenli ve konforlu yaşam
alanlarına kavuşması sağlanabilecektir. Bu nedenle T.C. Çevre, Şehircilik ve
İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından her yıl en az 300 bin konutun
dönüştürülebilmesi için süreçte yer alacak bütün paydaşlar aktif rol
almalıdır.” diye konuştu.
KGS belgeli kaliteli hazır beton olası bir depremde birçok hayat
kurtaracaktır
Kaliteli beton kullanımı ve denetim ile depremi az hasarla atlatmanın mümkün
olduğunu vurgulayan Yavuz Işık: “Hazır beton alanında kaliteyi garanti altına
almayı hedefleyen Birliğimiz, Kalite Güvence Sistemi (KGS) ile hazır beton
tesislerinin üretim şartlarını, teknik ve laboratuvar altyapısını, personel
yeterliliğini denetleyerek kaliteli ve yüksek dayanım sınıflarında beton
üretimi gerçekleşmesini sağlamaktadır. Yeni yapıların inşasında ve kentsel
dönüşüm çalışmalarında kullanılacak KGS kalite belgeli hazır beton, olası bir
depremde birçok hayat kurtaracaktır.” dedi.
Yapılarımız artık daha güvenli
Yapıların güvenliğini değerlendiren Yavuz Işık, “2000’li yılların başından
itibaren inşaatlarda hazır beton kullanımının zorunlu olması, nervürlü demir
kullanılması, Yapı Denetim Sistemi’nin Türkiye genelinde uygulanmaya başlaması
ve daha etkili deprem yönetmeliklerinin hazırlanması ile betonarme yapılar çok
daha güvenli hâle gelmiştir. Son yıllarda meydana gelen depremlerde genel
olarak 2000 yılı öncesi binaların ağır hasar gördüğüne, ancak gerekli önlemler
alındıktan sonra yapılan daha genç binaların çok daha güvenli olduğuna şahit
oluyoruz. Kurallara ve standartlara uygun bir şekilde yapılmış ve denetlenmiş
yapılar depreme karşı en büyük korumamızdır.” dedi.
Bütün beton üreticilerini standartlara uygun üretim yapmak üzere KGS
Sistemi’ne davet ediyoruz
Türkiye’de üretilen betonların yüzde 65’inin Türkiye Hazır Beton Birliği
üyeleri tarafından KGS belgeli olarak üretildiğinin altını çizen Yavuz Işık:
“Depreme karşı dayanıklı yapılaşma için bu oranın çok daha yüksek olması
gerekmektedir. KGS Sistemi’ne katılan beton tesisleri, yoğun kontroller
sonucunda daha stabil ve sürdürülebilir bir üretim yapmaktadır. Böylece, hem
kaliteli hem de ekonomik bir üretim elde edilmektedir. Standartlara uygun üretimin
sağlanmasıyla beton üreticisi ile tüketici arasında güven oluşmaktadır.
Sektördeki bütün üreticilere tarafsız ve doğru bir denetim uyguladığı için KGS
Belgeli beton üreticileri özellikle tercih edilmektedir. Günümüzde bazı
prestijli projelerin teknik şartnamelerinde beton üreticisi firmaların KGS
belgeli THBB üyesi olmalarının ön şart olarak talep edilmesi, ülkemiz ve bizler
için sevindiricidir. Bu doğrultuda, bütün beton üreticilerini standartlara
uygun üretim yapmak üzere KGS Sistemi’ne davet ediyoruz.” dedi.
İnşaatlarda daha yüksek dayanımlı ve doğru çevresel etki sınıfında
betonlar kullanılmalı
2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinin binalarda en az C25 dayanım sınıfı
betonun kullanılmasını öngördüğünü söyleyen Yavuz Işık, “Betonarme yapıların
uzun yıllar boyunca depreme karşı dayanıklı olabilmesi için dış çevre
etkilerine de dayanıklı olacak şekilde boşluksuz ve geçirimsiz olması
gerekmektedir. Bu dayanıklılığın yani dürabilitenin sağlanması için, beton
dayanım sınıflarının daha da yükseltilmesi çok önemlidir. Dayanım sınıfı kadar
önemli olan bir konu da, betonun servis ömrü boyunca performansını belirleyecek
olan ‘Çevresel Etki Sınıfı’dır. Doğru çevresel etki sınıfı seçilip buna göre
beton kullanılmazsa, yapıda uzun vadede bozulmalar meydana gelecek, öngörülen
servis ömrü ve depreme dayanıklılık azalacaktır. Projeye uygun çevresel etki
sınıfının doğru bir şekilde belirlenmesi noktasında projeyi yapan mühendise ve
denetlenmesi konusunda özellikle Yapı Denetim Sistemi'ne büyük rol düşmektedir.
Doğru belirlenmiş çevresel etki sınıfında, yüksek dayanımlı ve kalite belgeli
betonlarla inşa edilen standartlara uygun olarak tasarlanmış ve denetlenmiş
binaların depremde alacağı hasarın daha az olacağını öngörebiliyoruz.” dedi.