
Topyekûn kurtuluş; topyekûn eşitliğe ve adalete ulaşmaya bağlıdır
“Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından TÜSİAD iş birliğiyle 31’inci kez düzenlenen Kalite Kongresi, “Riskin Ötesi: Bilim, Sektör ve Toplumda Adalet” temasıyla yapıldı. Kongrede iki gün boyunca gıdadan enerji krizine, savaşın yarattığı ekonomik dalgalanmalardan göç problemlerine, teknolojik gelişmelerden istihdama kadar dünyanın gündeminde olan birçok kritik konu ele alındı. Etkinliğin sonunda bu yıl bir ilke imza atılarak yayınlanan KalDer Kongre Bildirgesi ile de tüm bu risklere karşı geliştirilebilecek çözüm önerileri ortaya konuldu. ”
Mükemmellik kültürünü bir yaşam biçimine dönüştürmeyi hedefleyen Türkiye
Kalite Derneği (KalDer), TÜSİAD iş birliğiyle 31’incisini düzenlediği Kalite
Kongresi ile yine Türkiye’nin alanında uzman isimlerini bir araya getirdi. Bu
yıl bir ilke imza atarak oturumu yapılan konulardan elde edilen çıktılar
sonucunda KalDer Kongre Bildirgesi yayınladı. Risklere karşı çözüm önerilerinin
yer aldığı bildirgeyi, KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Bayraktar ve
KalDer Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Filiz Öztürk kamuoyuyla
paylaştı.
Yaşam şekli ve iş anlayışındaki dönüşümün bir değişimden ibaret olmadığına
dikkat çeken KalDer Kongre Bildirgesi, küresel hedeflerin çevresel, sosyal ve
ekonomik alandaki başarı ölçütlerini de değiştirdiğini ortaya koyuyor. Bu
noktada karşı karşıya olunan riskleri aşmanın temel koşulunun, insanlık olarak
hep birlikte bu dönüşüm çabasına destek vermekten geçtiğine vurgu yapılan
bildirgede, herkesin katılabileceği sürdürülebilir dünya çabasında başarıya
ulaşmanın bilimde, sektörlerde ve toplumda özgür olmamıza ve bu özgürlüğü
sağlayacak bir adalet zemini oluşturmamıza bağlı olduğu savunuldu.
Bildirgenin titiz bir çalışma sonucunda ortaya çıktığına değinen KalDer
Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Bayraktar; “Bu seneki temamızı belirleyen
risk konusunun sonucunu kongremize katılan herkesin içinde bulunduğu ortak bir
akılla değerlendirmek istedik. Bildirgemizi; binlerce kişinin katıldığı anket
sonucu ile alınan bilgiler ışığında akademisyenlerimiz, iş profesyonelleri ve
KalDer yönetim kurulunca değerlendirerek hazırladık. Ortak aklın çalışması olan
kapanış bildirgemizde, riskler karşısında sürdürülebilir bir dünya yaratmak
için gereken eşitlik, etik değerler ve bunların tümünü tek bir çatı altında
toplayan adalet kavramının önemi vurgulandı. Kongre boyunca ele alınan gıda, enerji,
istihdam, göç, teknoloji ve daha fazlası için riskin ötesine odaklanıp konuları
bütünüyle değerlendirerek bildirge komitemizle birlikte değerli çıktılara
ulaştık. Bu çıktıların yaşamın içinde karşılık bulması, hayatımızı düzenleyen
politikalarda yol gösterici olması ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek
için ilham vermesi en önemli temennimiz” şeklinde konuştu.
Risklere karşı ortak akıl, insanlığa yaşanabilir bir gelecek sunacak
Bildirgede “Bilimsel Temelli Akılcı Yaklaşım” başlığı altında işlenen
‘Riskleri Görmek ve Anlamak’ konusu kapsamında, riskleri görebilmek için
insanlığın hemen her alanda, çok daha doğru ve kanıta dayalı bilimsel temelli
tespitlerde bulunabildiği ve hedefler koyabildiğine dikkat çekildi. Bu
yetkinliğin, yaşanabilecek riskleri de aynı kesinlikte görebilmeyi sağlayacağı
ortaya konuldu. Riskleri çözümlemek, anlamak, gerçek kök nedenlerini analiz
etmek ve bilimsel dayanakları olan akılcı çözümler üretmek noktasında
insanlığın başarılı olacağının savunulduğu bildirgede, ortak aklın riskler
karşısında galip geleceğinin ve insanlığa yaşanabilir bir gelecek sunacağının
altı çizildi.
Enerji, gıda, kaynak ve tedarik sorununun anahtarı sürdürülebilir
politikalar
“Yaşadığımız Riskler” başlığı kapsamında enerji, gıda, kaynak ve tedarik konularına
da değinilen KalDer Kongre Bildirgesi, bu üç konu özelinde önemli çıktılar
sunuyor. Bildirgede, ‘Enerjide Dönüşüm ve Erişilebilirlik’ konusunda enerjinin
daha temiz ve sürdürülebilir olma zorunluluğu vurgulanırken, bu noktada
insanlığın temel meselesinin temiz enerji çözümlerini küresel ölçekte
yaygınlaştırmak ve ortak geleceğimizde herkes için erişilebilir kılmak olduğu
belirtildi. ‘Gıda Sisteminin Güvenliği’ ile ilgili olarak ise sistemin gözden
geçirilmesi gerekliliğine değinilen bildirgede, doğru üretim ve dağıtım ile
eşitlikçi tüketimin önemine vurgu yapıldı. Buna göre insanoğlu günlük olarak
ihtiyacının yaklaşık 2,5 katı daha fazla kalori üretiyor, üretilen gıdanın ise
sadece dörtte biri tabağa geliyor. Gıda krizinin önlenmesi ve sağlıklı bir gıda
sistemine sahip olunması ise ancak doğru bir planlama ile mümkün. “Yaşadığımız
Riskler” başlığının üçüncü maddesi olan ‘Kaynak ve Tedarik Sürekliliği’
konusunda ise ihtiyacımız olanı geleceği düşünerek kullanmanın gerekliliğine
dikkat çekildi. Bu kapsamda kaynaklarımızın küresel ortak değerimiz olduğunu
algılamanın, daha verimli kullanmanın, adil bir şekilde paylaşmanın ve bu
paylaşım için gerekli olan altyapıyı her türlü riske karşı dirençli ve küresel
hedeflerimiz ile uyumlu bir altyapı üzerine tesis etmenin önemi üzerinde
duruldu.
Eşit teknoloji, herkes için ulaşılabilir imkanlar, eşitlikçi büyüme
anlayışı
KalDer Kongre Bildirgesi’nde “Kapımızdaki Riskler” başlığı altında
teknoloji, sosyal değişimler ve istihdam konularına da yer verildi. ‘Teknolojik
Eşitsizliğin Azaltılması’ konusunda teknolojik gelişimin tüm insanlığın
erişebileceği bir değer olarak kabul edilmesi gerektiğinin vurgulandığı
bildirgede, bu noktada yapılması gerekenin her bölgede ve herkes için bu
erişime olanak sağlayacak altyapıyı tesis etmek, yetenekleri yaygınlaştırmak,
desteklemek ve korumak olduğu yönünde ortak karara varıldı. Bu konu ile ilgili
toplumsal yapılara ışık tutan ‘Sosyal Değişimlerin Yönetimi’ konusunda ise 2050
yılına ulaştığımızda iklim değişikliği kaynaklı nedenlerden dolayı 200 milyon
insanın yaşadığı coğrafyadan ayrılmak zorunda olacağı bilgisine yer verildi.
Olası senaryonun gerçekleşmesi halinde hem doğayı hem de insan yaşamını korumak
için ülkeler arası çatışmaların ve antidemokratik uygulamaların topluca önlenmesi
adına herkesin samimi çaba göstermesi gerektiği belirtildi. 2050 yılında 10
milyar kişiye ulaşması beklenen insan nüfusunun istihdamı sorununa değinilen
‘Herkes İçin İstihdam Yaratmak’ konusunda ise herkesin çalışma olanağına ve
eşit ücret hakkına sahip olduğu bir iş dünyası için akılcı ve eşitlikçi bir
büyüme anlayışının yaygınlaşması ve yeteneklerin desteklenmesi gerektiği
belirtildi.
Riskin ötesini aydınlatacak çözüm önerileri paylaşıldı
Bildirgenin en önemli kısmını oluşturan “Riskin
Ötesi İçin Çözümler” başlığı altında ‘İklim Uyumlu ve Dirençli Ekonomi’,
‘Riskleri Aşmak için Kaliteli Düşünce’ ve ‘Yönetim ile Eşitlik, Kapsayıcılık ve
Adaletin Önemi’ alt konu başlıkları yer aldı. ‘İklim Uyumlu ve Dirençli
Ekonomi’ çıktılarına göre; gezegen ile uyumluluğu merkeze alan, paydaşlarının
varlığını önemseyen, iklim değişikliğine karşı dirençli, kaynakları verimli
kullanan, doğru planlama yapabilen, akılcı hedeflere tutku ile bağlı bir
ekonomi oluşturulması gerekliliğinin altı çizildi. ‘Riskleri Aşmak için
Kaliteli Düşünce ve Yönetim’ konusunun çıktılarına göre ise karşı karşıya
olunan tüm risklerin, bir KalDer önermesi olan kaliteli düşünce ve yönetim
anlayışı ile anlaşılması, tüm boyutlarıyla değerlendirilmesi ve bu riskleri
bertaraf edecek yetkinlikte çözümlerin iş anlayışının odağına yerleştirilmesi
gerektiği görüşünde hem fikir olundu. Bildirgede son olarak ‘Eşitlik,
Kapsayıcılık ve Adaletin Önemi’ konu başlığının çıktılarına yer verildi. Bu
çıktıya göre, sekiz milyarlık nüfusa sahip olan dünyamızın riskleri
aşabilmesinin yine bu sekiz milyarın ortak çaba göstermesine, bu çabayı
gösterebilmek içinse eşit koşullara, haklara ve güce sahip olmasına bağlı
olduğu kararlaştırıldı. Bildirgenin temel düşünce ve söylemi ise “topyekûn
kurtuluş, topyekûn eşitliğe ve adalete ulaşmaya bağlıdır” oldu.